Uyum

For an English version of this post, please click here.

İklim değişikliği ile mücadele için karbon emisyonlarını azaltmak ne kadar önemliyse, kent altyapılarının olağanüstü iklim olaylarına yönelik olarak güçlendirilmesi, tarım politikalarının değişen iklim şartlarına uygun hâle getirilmesi hatta iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından etkilenen insanlara psikolojik destek sağlanması da bir o kadar önemli. İklim değişikliğinin şimdiki ve gelecekteki olumsuz sonuçlarına uyum sağlanmasına yönelik yürütülen bu tür faaliyetlere iklim değişikliğine uyum (climate change adaptation) adı veriliyor. Aslında, iklim değişikliğine uyum faaliyetlerinin yürütülmesi bir zorunluluk. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli’nin 6. Değerlendirme Raporu’nda da işaret edildiği üzere, tüm emisyon senaryoları altında bile, yüzyıl ortalarına dek küresel sıcaklıklar artmaya devam edecek. Bu nedenle de, bu sıcaklık artışlarının yol açacağı olağandışı iklim olaylarına direnç geliştirilmesi şart.

İklim değişikliğinin neden olduğu şiddetli seller ve fırtınaların enerji ve ulaşım altyapılarında yol açabileceği zararların önüne geçilebilmesi için tüm bu altyapı sistemlerinin baştan sona bu tür olağanüstü iklim olaylarına dirençli hâle getirilmesi gerekiyor. Böylesi bir faaliyetin ise çok büyük miktarlarda finansmana ihtiyaç duyduğuna şüphe yok. Dünya Bankası, 2010 ila 2050 yılları arasında, gelişmekte olan ülkeler tarafından, iklim değişikliğine uyum sağlanabilmesi için her yıl 75 ile 100 milyar Dolar ayrılması gerektiğini ortaya koyuyor[1]. Birleşmiş Milletler’in 2007 tarihli raporuna göre ise, 2030 itibariyle gelişmekte olan ülkelerdeki tarım sektörünün iklim değişikliğine dirençli bir hâle getirilebilmesi için 14 milyar Dolarlık bir kaynak gerekiyor.

Ancak, iklim değişikliğine uyum çalışmalarının karşı karşıya olduğu tek sorun finansman değil. Özel sektörden kamuya tüm paydaşların uyum çalışmaları için katkıda bulunması gerektiği gibi, birkaç yüz kişinin yaşadığı mahallelerden ulusal ve hatta küresel seviyeye dek iklim değişikliğine uyum için gereken planlamanın yapılması şart. Tam bu noktada da, ‘sert uyum’ (hard adaptation) ve ‘yumuşak uyum’ (soft adaptation) kavramları gündeme geliyor. Sert uyum, merkezi, sermaye yoğun, gelişmiş teknolojilerin iklim değişikliğine uyum faaliyetleri çerçevesinde uygulanmasına ihtiyaç duyarken, yumuşak uyum ise her bir bireyin iklim değişikliğine uyum sürecine dâhil edilmesini ve iklim değişikliğinin olası etkilerinin mikro ölçekte tespit edilerek bu etkilere yerelden ilham alan çözümler getirilmesini öngörüyor[2].

Sonuç olarak, iklim değişikliğinin günümüzde yol açtığı ve gelecekte yol açması muhtemel sorunlarla mücadele etmek amacıyla uyum faaliyetlerinin yürütülmesi, ortak geleceğimiz için kaçınılmaz duruyor.


[1] https://www.worldbank.org/en/news/feature/2011/06/06/economics-adaptation-climate-change-country-case-studies#:~:text=The%20World%20Bank’s%20global%20study,the%20period%202010%20to%202050.

[2] https://www.adaptation-undp.org/sites/default/files/downloads/sovacool-cp-hardsoft.pdf

Uyum” için bir yorum

  1. Ömer Can Özdemir 12/04/2022 — 6:46 pm

    Oldukça bilgilendirici bir yazı, emeğinize sağlık.

    Beğen

Yorum bırakın