For an English version of this post, please click here.
Bu yıl yirmi altıncısı düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı, İskoçya’nın Glasgow şehrinde 31 Ekim – 12 Kasım 2021 tarihlerinde düzenlenecek. Bu konferans kısaca, ‘conference of the parties’ (taraflar konferansı) ifadesinin kelime baş harflerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan ‘COP’ kelimesinin sonuna, yirmi altıncı toplantının gerçekleşmesi nedeniyle 26 sayısının eklenmesiyle oluşturan ‘COP 26’ ifadesiyle de anılıyor.
COP 26’ya ev sahipliği yapan Birleşik Krallık’ın Başbakanı Boris Johnson’ın toplantı öncesinde bir sloganı var: Kömür, arabalar, para ve ağaçlar.
Birleşik Krallık termik santrallerde kömür kullanımını 2024 yılı sonu itibariyle sonlandırmayı planlıyor. ‘Kömürden çıkış’ sürecinde Birleşik Krallık’ın ilerleme sağladığı açık: 2020 yılı itibarıyla, elektrik üretiminde kömür ile çalışan termik santrallerin payı yalnızca %1.8. 10 yıl öncesine kadar bu oran %40 idi[1]. Mevcut son iki kömürle çalışan termik santralin de 2022 ve 2024 yılında kapatılmasıyla Birleşik Krallık’ın elektrik üretiminde kömür kullanım oranı sıfıra inecek. Boris Johnson benzeri bir süreci tüm dünya devletlerinden de bekliyor: Gelişmiş ülkelerin 2030, gelişmekte olan ülkelerin ise 2040 yılı sonuna dek kömürden çıkış sürecini tamamlamaları isteniyor. Bu bağlamda da enerji ihtiyacı için kömür kullanımı, COP 26’da gündeme gelecek konuların başında yer alıyor.
Arabalar hususunda ise dünyada yeşil dönüşüm son derece hız kazanmış durumda. 2021 yılı Nisan ve Haziran ayları arasında, Avrupa’da satılan her 12 araçtan biri tamamen elektrikli. Hem içten yanmalı motor hem de elektrikli motor barındıran hibrit araçlar da hesaba dahil edilirse bu oran üçte bire kadar çıkıyor[2]. Ortada büyük bir dönüşüm olduğu açık, fakat bu yeterli değil. Birleşik Krallık, 2040 yılı itibarıyla, fosil yakıtlarla çalışan otomobil satışını yasaklamayı planlıyordu, daha da ileri bir adımla, bu tarih 2030 yılına çekilmiş durumda. Avrupa Birliği de, fosil yakıtlı otomobil satışına 2035 yılı itibariyle son verecek. Tam bu noktada, COP 26’da masaya yatırılacak konulardan biri, diğer katılımcıların benzer taahhütler vermesi.
Para belki de en tartışmalı konu. Paris İklim Değişikliği Anlaşması gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin yeşil dönüşümlerini sağlamaları amacıyla her yıl 100 milyar dolarlık bir finansman sağlayacağını öngörüyordu. Bu finansman henüz sağlanmış değil: G-7 ülkeleri 100 milyar dolarlık finansmanı sağlamakta başarısız. Böylesi bir durum da, Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın tarafı diğer devletlerde bir soru işareti yaratıyor. Finansman probleminin COP 26’da uzun uzadıya müzakere edileceği açık.
Son olarak, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda ormanların taşıdığı önem tartışılmaz. Amazon ormanlarının son yıllarda yaşadığı büyük çaplı orman yangınları, son zamanlarda Akdeniz coğrafyasında da görülmeye başlandı. Ormanların küresel ısınma ile mücadelede sağladığı asli görev yalnızca karbon yutağı görevi görmek değil. Ormansızlaşma sonucu açılan yeni arazilerde tarım ve hayvancılık gibi emisyon yoğun faaliyetler yürütülüyor, ki yalnızca bu faaliyetler dünyadaki tüm sera gazı emisyonunun dörtte birini gerçekleştiriyor[3]. Bu yüzden ormanların sapasağlam kalması çok önemli. Ormanlar hususunda net-pozitif, yani yok olan ağaçlardan sayıca fazla miktarda ağaç dikilmesine ilişkin politikalar COP 26’da masada olacak.
[1] https://www.gov.uk/government/news/end-to-coal-power-brought-forward-to-october-2024
[2] https://www.ft.com/content/fb4d1d64-5d90-4e27-b77f-6e221bc02696
[3] https://www.rainforest-alliance.org/insights/what-is-the-relationship-between-deforestation-and-climate-change/
Elinize sağlık, severek takip ediyoruz.
BeğenBeğen